2012 Londra olimpiyatları bitti. Çok sporcu ile katıldık bu olumlu idi kadın sporcu oranımız yüksekti bu da olumlu bir durumdu ama gel gör ki sonuçlar 73 milyonluk nüfusa yakışmadı.
Neyse ki atletizm de 1500 metre yarışında Aslı Çakır ve Gamze Bulut altın ve gümüşe uzanarak bizleri sevindirdi. Olimpiyatlar ülkelerin gücünün görücüye çıkması gibi bir durum bana göre. İngiltere?nin 600 sporcu ile katılması yıllardır buna hazırlanmasının göstergesi.
Biz neden başarılı olamıyoruz diye kafa yoran çoktu bende yordum. Bazı saptamalarımı paylaşmak istedim. Biz çocuklarımızı SBS lerde ÖSYS'lerde heba ediyoruz. Spora yönelmesi derslerini aksatır diye düşünüp onları teşvik etmiyoruz.
Çocukları spora teşvik ettiğimizi düşünelim aileler olarak üzerimize düşeni yaptığımızı düşünelim. Ya okulların durumu okullarımızın hepsinde Spor akademisi mezunu pırıl pırıl genç beden eğitimi öğretmenleri var ve bunların hepsinin uzmanlık dalları var. Okulları spor salonları ile donatmalıyız. Hem çocuklarımıza hem öğretmenlerine fırsat vermeliyiz.
Belediyeler bazında ise Üsküdar Belediyesi üzerine düşeni hakkıyla yaptı ve bir sporcusunun olimpiyatlarda Altın madalyaya uzanmasında pay sahibi oldu. Diğer 38 belediye ne iş yapar Futbol kitlelerle yakınlaşma aracı anlıyorum fakat Belediyelerin futbola gösterdiği ilgiyi diğer branşlara da göstermesini dillendirmeliyiz. Başta İstanbul Büyükşehir belediyesi olmak üzere tüm ilçe belediyeleri atletizm de olsun yüzme de olsun güç sporlarında olsun belli dalları paylaşmalı ve acilen sporcular yetiştirmeye başlamalı. Başarılı gençleri bulmalı onlara çalışacak maddi manevi ortam sağlamalı.
Yüz bin subay astsubay yüz binlerce polis var bunları atıcılık dallarında yarışırken neden göremiyoruz. Askerlik yapan yüz binlerce genç arasında eminim ki gizli bir sürü yetenek var onlar da keşfedilmeli önleri açılmalı. Bilgi sistemi kurulmalı paylaşmalı ve tüm okulları belli branşların yapıldığı merkezler haline getirmeli. Yoksa Afrika dan ithal sporcu ile bu işler yürümez.