Bu yazımda İngilizce-Yabancı Dil öğrenimi konusunda var olan önemli bir yanlışı ele almak istiyorum.
Ülkemizde ''Communicative-İletişimsel'' yaklaşımın yanlış anlaşılmasıyla, ''İngilizce-yabancı dil iletişim kurarak öğrenilir'' gibi doğru bir ifade, ''İngilizce-yabancı dil, sadece konuşarak öğrenilir'' gibi anlaşılmıştır.
Hâlbuki iletişim kurmak demek, muhatabınızla, ona vereceğiniz bilgiyle veya ondan alacağınız bilgiyle gerçekten ilgilenmek, yerine göre muhatabınızı dinlemek, mesaj yazılıysa, onu okumak, konuşmak veya beden dilini kullanmak ve anlamak demektir. Yani iletişim kurmak, sadece ''konuşmak'' anlamına gelmiyor! Ayrıca iletişim kurmak demek, belirli bir dili kullanma çabası anlamına da gelmez. İletişim kurmak, ''bir başka insanla veya insan grubuyla birbirini anlamaya çalışmak'' demektir. Kullandığınız dil ise, ikincil bir unsurdur, yani köprüdür; hedefin kendisi değildir!
Peki bu ''iletişim'' kavramını ''sadece konuşmak'' olarak öğretmek ne gibi sonuçlar vermiştir? Birincisi ''iletişim'' kurmayı ''konuşmak olarak algılayan insanlar, kendi anadillerinde de, sürekli konuşma gereği duymuşlar, muhatabını dinlemeyi, anlamayı, anlamlı sorular sormayı, konuyla gerçekten ilgilenmeyi ve muhatabının beden diline dikkat etmeyi ihmal etmişlerdir.
İkinci olarak, İngilizce-yabancı dil öğreniminde ise, kişiler, yine iletişimi sadece konuşmak olarak ele aldıklarından, yabancı dilde okumalar, dinlemeler yapmadan, filmler seyretmeden hemen konuşma çabasına düşmektedirler. Hâlbuki, bir yabancıyı dinlemek de iletişimin bir parçasıdır. Yani size adres soran bir İngiliz'e bu adresi İngilizce tarif edemediğiniz için, onu o yere götürürken cevaplarıyla gerçekten ilgilendiğiniz birkaç soru soru-sorup cevaplarını dinlemeniz de, iletişim kurmuş olduğunuz anlamına gelir! Yani bir İngiliz gördüğünüzde, amacınız İngilizce konuşmak olmamalı, onunla ilgilendiğiniz bir konuda iletişime geçmek olmalıdır!
''Çocuklar dili konuşarak öğreniyorlar'' diyenler ise, ya çocuk sahibi değillerdir ya da çocukları tanımıyorlar! Bir bebek konuşmayı öğrenene kadar, annesini babasını ve diğer akrabalarını kaç saat dinliyor, ne kadar televizyon seyrediyor hiç düşündünüz mü?
Dolayısıyla, yabancı dil öğreniyorsanız, önce hangi dil becerisinin sizin için önemli olduğuna karar verip, ona odaklanın. Belki de hemen konuşmanız gerekmiyordur! Hedefiniz konuşmak ise, programınıza sesli hikâyeler, hikâye kitapları, filmleri ekleyin. Depo dolmadan konuşulmaz! ''Cin olmadan çarpmaya kalkmak hayal kırklığı getirir'' derim, başka bir şey demem!
İngilizce Eğitim Danışmanı & İletişim ve Yazarlık Koçu