KISA - KISA
Çevik Kuvvet Kazaları
Ne zamandır değinmek istediğim bir konuydu. Çocukluğumuzda sokağa çıkarken bizlere ''Ekmek arabalarına aman dikkat edin!'' diye büyüklerimiz tembih ederlerdi. Bizlerde çocuklarımıza ''Aman Çevik Kuvvet Minibüslerine Dikkat Edin!'' diye tembihte bulunacağız her halde. 20-25 yaşlarında genç delikanlı memurların kullandığı bu araçlar ''Ekmek Arabalarının'' yerini aldı.
4 Ocak 2013 - Maslak mevki, 2'si ağır 12 yaralı
26 Temmuz 2011 - Topkapı Alt Geçit, 11 yaralı.
25 Ağustos. 2011 - D-100 İncirli Mevki, 4 yaralı.
24 Eylül 2011 - Metrobüs Yolu, 10 yaralı.
3 Aralık 2010 - Vatan Caddesi, 7 yaralı.
Bu kazalar, İstanbul da olanlar. Kocaeli, Denizli, Ankara gibi Ülke genelini ele aldığımızda, Toplumsal olaylara müdahale etmek için mesai mefhumu tanımaksızın sağa sola koşuşturan bu çocuklardan, bin türlü sıkıntı içinde ve bu trafik keşmekeşinde bir de araç kullanmaları istenirse sonuç kazınılmaz oluyor. Bence çözüm ''Sivil Şoförler! ''
Cumartesi Çilemiz Sn. Başbakan
Söz Trafikten ve Polisten açılmışken, Cumartesi günleri İstanbullunun çektiği bir çileye değinmeliyiz. Cumartesi günlerini Dolmabahçe de ki çalışma ofisinde geçiren sn. Başbakanımızın, çıkışında trafiğe takılmaması için, saatler öncesinden, Dolmabahçe Sarayı önünde ve Barbaros Bulvarı Köprü bağlantısı önünde trafik ekiplerince yapılan şerit daraltma uygulaması, Avrupa yakası trafiğini felç ediyor. Yüz binlerce araç ve insan saatlerce yollarda mağdur oluyor. 2 hafta önce yarım saatte Silivri'den Mahmutbey gişelere gelirken,3,5 saatte geldiğimiz Beşiktaş'tan, 6 dakika da karşıya geçtik! Biliyorum ki sn. Başbakanın alınan bu aşırı güvenlik tedbirlerinden haberi yoktur! Ama İstanbullunun da İşgüzar güvenlikçiler yüzünden, sn. Başbakanın haberi olmadığından haberi yoktur! Kısaca sıkıntı büyük... Bence çözüm. Sn. Başbakan deniz yoluyla Beylerbeyine gelse, Hem Boğaz havası almış olur, hem de orandan 2 dakika da evine ulaşır. Böylece İstanbullunun da Cumartesi çilesi biter.
İSPARK ŞAKA GİBİSİN!
İspark, kara araçlarına verdiği park hizmetlerinin yanında, Deniz araçlarına da park hizmeti vermeye başlamış. Boğaz sakinleri yıllardır yalılarının önlerine bağladıkları teknelerini artık belirlenen Deniz otoparklarına bırakacaklar. Buraya kadar her şey güzel. Ama sadece İstinye'de kurdukları Deniz Otoparkına, Tekne ve Yat sahiplerini yönlendirmek için, yalıların önlerindeki şamandıraları kesmekte neyin nesi oluyor? Neymiş efendim denize tonoz atmak çok eskiden beri kanunla yasakmış! Bu ülkede ''Gazete kâğıdından kese kâğıdı yapmakta yasak!'' Bu ülkede devrim kanunlarına göre ''Şapka giymek mecburi!'' Acaba İspark Genel Müdürü Şapka giyiyor mu? Çengelköy'de ki, Beylerbeyin de ki insan, teknesini - yatını İstinye'ye nasıl bırakacak, hadi bıraktı nasıl dönecek? Akıl bunun neresinde? Beylerbeyinde Sabacıların, Vaniköy ve Kandilli de Koçların şamandıralarını kesebiliyormusunuz? Alnınızdan öpeyim sizi.
Tekne ve Yat sahipleri bu uygulamayı destekliyor. Ama önce bu Deniz Oto Parklarını, Anadolu ve Avrupa yakası sahillerinde kısa sürede bitirin. Ondan sonra Oto parka çekmezlerse kanunu uygulayın. Onlarca yıldır durmuşlar birkaç ay daha dursalar ne olur? Aceleniz ne?