PKK
CUMHURİYETİ
Demiştik ya 2013 PKK yılı olacak diye...
Her gün takip ettiğimiz gelişmeler yanılmadığımızı gösteriyor. Yalanların dayanılmaz sessizliğinde her gün, İmralı süreci, Barış süreci, İmralı'ya gidecek heyetler, en üst düzeylerin konuyu her gün gündemde tutması, her gün PKK ve İmralı Süreci tartışmaları ve bunun da sanki bir barış süreciymiş gibi,etkili ve yetkili makamlarımızca da sürekli tekrar edilmesi anlaşılır gibi değil, nereden nereye; artık PKK ve Apo T.C.'nin resmi muhatabı.
Gazeteler de bir aralar yazılıp söyleniyordu; Abdullah Öcalan Mit elemanı diye, SBF'de öğrenciyken önce İslamcı sonra Komünist olup izinsiz gösteri yürüyüşünde tutuklanıp hakkında işlem yapılmasına rağmen sonra Devlet bursuyla eğitimini tamamlayıp Tapu dairesinde işe başladı diye... Eğer bunlar doğruysa şimdi Devlet bir zamanlar kendi elemanı olan birisiyle mi pazarlık yapıyor?
Hem bu neyin pazarlığı, Bir de Barış süreci denmiyor mu?
Demek ki bir tarafta Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve diğer tarafta da PKK Cumhuriyeti Devleti ve bu iki-sözüm ona-güç aralarında savaşıyorlardı da, bu savaş bitsin diye şimdi de Barış Süreci başlatılmış.
Buna var ya artık kargalar bile gülmez, bir tarafta PKK Cumhuriyeti Gerilla ordusu ki, bu ordu o kadar güçlü, o kadar güçlü ki; PKK bu gerilla ordusuyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ordusunu perişan etmiş, istihbarat ve eylem gücüyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni dize getirmiş ve eninde sonunda Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni müzakere masasına oturmaya mecbur ederek, ileri süreceği şartları da kabul ettireceği Barış süreci görüşmelerine mahkum etmiş.
Vay anasını bee...
PKK Cumhuriyeti Başkanı Başkan Apo'nun İmralı köşkü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ziyaretgahına dönüşmüş ve hatta BDP'nin İmralı ziyaret heyeti olayı Türkiye Cumhuriyeti Devleti sorunu haline getirilmiş.
Patriotlar Amerikan üslerini korumak için gelmiş olabilir mi, PKK Kandil'de değil İncirlikte olabilir mi?
Bu güne kadar Askerleri, Polisleri, Sivilleri PKK markasıyla katledenlerin PKK ve Kürtlük ile bir ilgisi olabilir mi?
Türkiye'de PKK markasıyla kan akıtanlar; Apo ve Kürtler mi de kanı onlar durduracak diye sözüm ona onlarla pazarlık yapılıyormuş gösterilip bir de buna Barış Süreci deniyor...!!!!???
Bu ülkede kanı akıtanlar ortaya çıktı ve artık aynı şekilde kan akıtmaya devam edemeyeceklerini biliyorlar ve nasıl olsa yeni anayasa yapılması adı altında Vicdani Retçiliğin de geçirtilmesini garanti altına aldılar.
Barış süreci, İmralı süreci yaygaralarıyla, yeni anayasanın çıkartılması eş zamanlı yürütülüyor: Elma şekerimiz de Ya Başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı vaatleri.
Mesut Yılmaz bir dönem Çay TV'ye çıkıp ''Bize İmam hatipleri kimse kapattıramaz, buna kimsenin gücü yetmez'' demişti.
Bir süre sonra 8 yıllık kesintisiz eğitim yasası hazırlanırken İmam hatiplerle ilgili aynı Mesut Yılmaz ''Partimin kapatılacağını da bilsem, siyasi hayatıma mal olacağını da bilsem 8 yıllık kesintisiz eğitim kabul edilecektir'' demişti ve 8 yıllık kesintisiz eğitim geçmiş Mesut Yılmaz'ın da siyasi hayatı bitirilmişti.
Şimdi benzer söylemleri PKK markalı dayatmalar için dinliyoruz. BDP'den 3 isim İmralı'ya gidecekmiş de, amma da büyük iş, PKK'sız, BDP'siz, İmralı süreçsiz bir günümüz geçmiyor...
Büyük Ortadoğu Projesinde kala kala bir Esad kaldı biat etmeyecek olan; Kuzey Afrika ve Ortadoğu da artık eski model sahte liderlerden eser kalmadı.
Tırsiler, Mursiler, Gannuşiler İngiliz tayfaları biat için beklerlerken herhalde Yeni Anayasa geçirtilir, Vicdani Retçilik çıkartılıp Mehmetçikler yok edilir.
Türkiye Birleşik Devleri yeni eyalet ve federasyon sistemiyle ortaya çıkartılırsa işte o zaman Esad da bırakır Suriye'yi, Büyük Ortadoğu'da herkes bağlanır Dolmabahçe'ye, Büyük Ortadoğu Projesi tamamlanmış olur.
Gerçekten bravo, -Silivri reklamları- tam da ölümünün yıldönümü etkenlikleri haftası yaklaşırken Soner Yalçın tarafından güzel bir fırsat olarak Muhterem Hocamız Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın adının değerlendirilmesiyle ''Erbakan'' kitabına dönüşmüş.
Deli Yürek, Kurtlar Vadisi başlangıcında milliyetçi Soner Yalçın, Oda TV'de Solcu-Sosyalist-Kemalist Soner Yalçın ve Silivri sonrası da Milli Görüşçü Soner Yalçın.
Kendisini tebrik etmek lazım, kitap kaç liraya satışta acaba. İyi satışlar...