Süt Bankası
AK Parti bu ülkeye bir çok iyi ve tarihe geçecek hizmetler etti. Eğitimde kitapların ücretsiz dağıtılmasından, dış politikada itibarımızın yükselmesine, ulaşımda duble yollardan, göktürk uydularına kadar bir çok hizmet 10 yıldır Türkiyeliler için yapıldı ve yapılmaya da devam ediyor. Türkiye hizmet görmeye alıştı.
Hele ki eski sağlık bakanı Recep AKDAĞ'ın sağlıkda yaptığı devrim 10 yıl öncesiyle bugünü kıyaslayanlar için akılın alamayacağı hizmetleri gözler önene seriyor. Fakat son zamanlarda gündemde öyle bir şey var ki, gece gündüz ak parti için çalışan, cenazem varken seçim çalışmalarına giden, bu uğurda okulumu yıllarca uzatan ben bile yapılmasına karşı çıkıyorum.
SÜT BANKASI
Yapılmasına karşı çıkıyorum ama bunun kötü niyetli yapılmış bir çalışma olduğunu düşünmüyorum. Açıkçası bu tarz bir şeyin gerekliliğini de bir tarafta savunuyorum. Fakat böyle bir çalışma ak parti döneminde sağlıklı yürüse de belki yıllar sonra gereken özveri gösterilmediği için çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Böyle bir vebal başta bu fikri ortaya atan daha sonra da destekleyen herkesin boynuna kalacaktır.
Öncelikle neden desteklediğimi söyleyeyim;
Her ne kadar süt bankası gibi bir şey olmasa da anadoluda aileler çocuklarını süt annelere teslim ediyor ve çocuklar süt kardeşlerini belki bilerek belki de bilmeyerek yıllarca yaşıyorlar. Süt kardeşinin kim olduğunu bilmeden süt kardeşiyle evlenen insanlar var ki Cevat Akşit Hoca'nın başına gelen bir olay bu durumu gözler önüne seriyor.
Prof. Dr. Cevat Akşit, Adapazarı'nda başına gelen olayı şöyle aktarıyor:
''Adam üç çocuktan sonra evlendiği hanımının süt kardeşi olduğunu anlamış ve müftüye gitmiş. Müftü, 'Boşanmalısın' diyemediği için bana göndermiş adamı. 'Ben karımı çok seviyorum, ne yapmalıyım?' diye sordu. 'Defol karşımdan, hemen boşan' dedim. Adam, 'Boşanmayacağım' diye tutturdu. Buyurun cenaze namazına. Böyle bir şey vuku bulursa, bunun vebali bu uygulamaya start verenlerindir.''
Bu tür durumları engellemek amacıyla süt bankası uygulamasıyla ortaya çıkacak süt karnesi süt kimliği gibi bir çalışma aslında gerekiyor. Yani kim kimin süt annesi kim kimle süt kardeş bilinmesi özellikle islami açıdan çok önemli.
Fakat;
Böyle bir çalışmanın yürütülmeye başlanmasıyla birlikte özellikle vücut şekillerinin değişmesinden korkan kadınların çocuklarına süt bankalarından aldıkları farklı annelerin sütünü içirmeye başlamalarını kim engelleyebilir?
Bu şekilde birbirini tanımayan bir çok insanın süt kardeşi olması sonucunda bu kişiler evlenmek istediğinde devlet çıkıp ''siz süt kardeşisiniz evlenemezsiniz'' diyebilecek mi?
Hadi devlet dedi diyelim, birlikte yaşama ve evlenmeden birlikte olmanın yaygın olduğu günümüzde devlet bu şekildeki durumları ortaya çıkarabilecek mi?
Hadi yine iyi düşünüyorum. Ak Parti iktidarında bu işler muazzam şekilde düzenli ilerledi, fakat yıllar sonra yaşanacak bir iktidar değişikliğinde böyle bir çalışmanın ne şekilde sonuçları olacak?
Anlıyorum Sayın Bakan bütün çocukların anne sütü içmesi gerektiğine inanıyor. Bunu teşvik eden çalışmalar yapmak istiyor ve bunu ilerletmek de istiyor fakat bu işin şeklinin kesinlikle bu olmaması gerekiyor. Bunun yerine farklı çözüm önerileri aranmalıdır;
Süt anneliğini özendirme
Süt kardeşlerin birbirini tanımalarını sağlama
Süt karnesi veya kimliği gibi çalışmaları artırma
Süt anne olmayı zorlaştırma
Süt anne kimliği oluşturma
vs.
Böyle bir çalışmada özellikle ihtiyaca göre fetva veren Hayrettin Karaman gibi hocalar yerine fetvası sabit Cevat Akşit gibi hocaları bulundurmak da gerekir.
İslam dini için bu kadar önemli bir konuyu hukukçu, sağlıkçı kişilerin yanı sıra fetvasına güvenilir ilahiyatçı kişilerle de planlamak gerekir.
Sonuç itibariyle başta söylediğimi tekrar ediyorum.
Bu iş iyi niyetle ortaya çıksa da belki başlarda iyi niyetle iyi bir şekilde yürütülse de yıllar sonra doğrucağı kötü sonuçları şimdiden görmek gerekiyor. Bu çalışmayı desteklemiyorum ve hatta karşı çıkıyorum.
Selam ve dua ile...
