Sağlık ve Sosyal Güvenlik
Çalışanlar için kamuda ise devlet bağımsız ise kendisi, diğer ücretli ise çalıştıran prim öder. Bu primlerden hem sağlığımız güvence altına alınır hem de emekliliğimiz.
Sosyal devlet gereği devlet aynı zamanda yeşil kartlı diye tabir edilen kesimin sağlığını üstlenir. Ayrıca Suriye'den gelen mültecilerin Korucuların sağlığını emekliliğini üstlenir. Terör mağdurları şehit yakınları özürlü maaşları yaşlılara ödenen paralar hep sosyal güvenlik kurumlarından ödenir. Bu son saydıklarım prim karşılığı ödemeler olmayıp hükümetim aldığı sosyal devlet anlayışından doğan ödemelerdir.
Çalışanlar prim öder sağlık ve emeklilik bekler ama devlet bunları yaparken bütçesi açık verir. ''Sosyal Devlet''in en önemli özelliği, sosyal güvenlik açıklarıdır. Zira, sosyal güvenlik sistemi ne kadar çok açık veriyorsa devlet o kadar sosyaldir, açık ne kadar az ise o kadar kapitalist devlettir. Kapitalist devlet zenginin dostu, fakirin düşmanıdır. Mesela, AB ülkeleri arasında sosyal güvenlik açıkları GSMH'nin (Milli Gelirin) yüzde 16'sı ortalamasındadır. Kuzey Avrupa ülkelerinde ise yüzde 19'lar civarındadır. Biz de ise şu an yüzde 1'e kadar düşmüş durumdadır, sıfıra doğru gitmektedir. Sıfıra doğru gittikçe de sosyal devletten, sadaka devletine doğru gidiyoruz. Tablodan bakın evet Maliye SGK'ya, 74 milyar göndermiş ama bu paraların büyük kısmı, terör mağdurları, şehit-dul yetim aylıkları, gazilere ödenen aylıklar, özürlü maaşları, 65 yaş maaşları ve sağlık giderleridir. Yani, Maliye parasını biz ödeyeceğiz sen yukarda sayılanlara paralarını öde, sağlık giderlerini yap diyor sonra da ben SGK'ya 74 milyar gönderdiğim diyor.
Bazı saygın köşe yazarları bile sosyal güvenlik açığı fazla düşürülmeli diye yazılar yazdı. Bir eli yağda bir eli balda olanların bunu böyle yazması normal olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir devletti diye yazar anayasamızda.
1999 da bir yasa çıktı biliyorsunuz şimdilerde birkaç yüz bin kişi etkilendi ama yakında bu milyonları bulacak. 9500 gün prim ödemiş arkadaşınız Yalçın emekliliği için 20 ay daha bekleyecek 50 yaşına basacak ve öyle emekli olabilecek. Ama bu konu gündemi işgal etmeye başladı, giderek daha çok insan etkilendikçe daha da yer bulacak.
Sosyal devlet madem bizim emeklilik yaşımızı uzattı üç yıl fazla prim ödüyor buna daha çok maaş bağlanacak diye düşünenler yanılıyor. 2008 den itibaren emekli maaşı bağlananlar negatif formüllerle daha az maaş başlanması sağlanmış bunun da bir an evvel düzeltilmesi lazım. Yani intibak yeni emekli olana lazım esasen.
Gelelim emeklilikte yaş bekleyenlere bunlar için yılbaşına yüzde 2 lik veya 5 lik bir kesintiyle emeklilik hakkı verilebileceği Bakan Faruk Çelik ve bağlı müdürlüklerde tartışılmaya başlandı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise karşı çıkıyor sosyal güvenlik açığı fazla diye.
Sosyal güvenlik açığını büyüten bizler değil hükümettir. Bunu da yukarıda anlattığım gerekçelerle kendisi yapmaktadır. Birde milletvekillerinin sanki bu bir meslekmiş gibi ikinci yıllarında emekli olma haklarının olması da cabası. Hiçbir konuda anlaşamayan vekillerimiz bu konuda oybirliği ile karar alabilmektedir. Bakalım Emekliliği yaşa takılanlar konusunda nasıl bir karar alacaklar. İzleyip göreceğiz.