İmar Sorunlarının Genel Çözümü ''Riskli Alan Dönüşümü''
Merhabalar,
Kentsel dönüşümle ilgili bu bölüme yorumlarıyla, soru ve öneriyle katkıda bulunan herkese tekrar teşekkür ediyorum ve ayrıca bu yazımdaki gecikme nedeniyle okuyucularımızdan çok özür diliyorum. Gecikmenin sebebi yoğunluğumuzdur. Bundan sonra kısmet olur da yazarsak 15 günde bir yazamayacağımı anladım, süreyi çok uzatmamalıyım. Bu arada bizden bireysel imar sorunlarına cevap isteyen veya konularıyla ilgilenmemizi isteyen kardeşlerimizden konularıyla ilgilenemediğim içinde üzgünüm.
Ülkemizde, apartman tipi yapılaşmaların başlamasıyla birlikte planlama adına pek çok imar yanlışları yapılmış ve sorunlar çığ gibi büyümüş ama artık tüm sorunlara çözüm arayan, çözüm üretmeye çalışan bir devletimiz var, devlet kuruluşlarımız var. Şehircilik sorunlarının, genel imar sorunlarının çözümü içinde çabalar sarf ediliyor, önemli adımlar atılıyor. Kentsel sorunların çözümü için yeni yasalar çıkarıldı, yönetmelikler düzenlendi. Bu yasal düzenlemelerden en önemlisi malum kentsel dönüşüm yasası. Bu yasa belki de yüzyılımıza damgasını vuracak en büyük en önemli bir yasa. Aslında çok büyük bir proje. Tahmini bütçesi 400 milyar liralık bir proje. Paydaşları Türkiye'nin yarısı, 35 milyon insanı ve 10 milyon konutu ilgilendiriyor. Büyük ve zor bir proje ancak bu proje sorunları bir çırpıda çözecek sihirli değnek değil. Kentsel dönüşüm yasasını iyi anlayan ve bu yasa kapsamında çaba sarf eden kişiler ve kurumlar bu projeden payına düşen olumlu karşılığı alacaklardır.
Sayın Çevre ve Şehircilik Bakan'ımızın ifadesiyle bu yasa reform niteliğinde ülkemizin en büyük projesi. Sayın bakan, ülkesini seven herkesi ilgili her kuruluşu seferberlik ruhuyla yasayı sahiplenmeye ve katkı sunmaya çağırıyor. Bu projeye katkı sunacakların başında üniversiteler ve belediyeler geliyor. Yine devletimizin hazırlattığı USDEP (Ulusal Stratejik Deprem Planlamasında) ve KENTGES'de (Kentlerin Gelişimi Stratejik Planlamasında) devletimiz üniversitelere ve belediyelere önemli sorumluluklar yüklüyor, görevler yüklüyor. Ancak maalesef bu planlama hayata henüz istenen seviyede geçmedi. Artık baş döndüren hızla gelişen değişen küresel yaşamın daha sağlıklı ve sürdürülebilir şekilde yapılanabilmesi için üniversiteler ile belediyelerin işbirliği şart. Eğer bu işbirliği mümkün olmaz ise belediyeler özel sektörle işbirliği içerisinde nazım imar planlarını yeniden gözden geçirmeliler. Genel imar sorunlarının çözümünde kentsel dönüşüm mevzuatı içerisinde de çözümler var. Örneğin kaçak yapılar sorunu ve deprem riskli binalar sorunu kentsel dönüşüm yasası içerisinde ''Riskli Alan Dönüşümü'' kapsamında çözülebiliyor. Riskli Alan Dönüşümü kapsamında özel sektör ile de dönüşümün önü açıldı. Bu dönüşümde birkaç uzman meslek grubu birlikte çalışarak belediyelere yada bakanlığa alternatif çözümler sunabilirler. Riskli alan dönüşümü, Yavuztürk içinde bir çözüm umudu olabilir. Üsküdar da ki Yavuztürk benzeri gecekondu görünümlü mahalleler komşu Ataşehir'den daha modern, daha sağlıklı bir beldeye dönüşebilir, dönüşmelidir de, bu mümkün. Bu arada sayın belediye başkanımızın önerileriyle belediyenin kentsel dönüşüm çalışmalarını yürüten sayın planlama müdürünü ziyaret ettim. Üsküdar için görüş alışverişinde bulunduk. Üsküdar için bize bir görev düşerse göreve hazır olduğumu söyledim. Ben başta Sayın Belediye Başkanımız Mustafa Kara bey olmak üzere tüm belediye ve imar yöneticilerinin mesai mefhumu tanımadan gece gündüz Üsküdar için çalıştıklarına tanığım. Sorunları çözmek ve daha güzel bir Üsküdar için, daha güzel yarınlar için çalışıyorlar. Dolayısıyla Yavuztürk benzeri genel imar sorunları sıkıntıları olan yerleşimlerin kentsel dönüşüm kapsamında çözüm umutlarının tohumları atılıyor. Artık bu ülkede çok büyük sorunlara el atan ve çok büyük sorunlara çözüm için çalışan devlet kurumlarımız var. Bize düşen de sayın bakanımızın ifadesiyle bu yasaya (kentsel dönüşüme) seferberlik ruhuyla sahip çıkmaktır. Yarınlarda deprem risksiz, daha güzel binalarda, daha modern ve müreffeh şehirlerde yaşamak dileğiyle...