ABESE SURESİ
Kutsal kitabımızda beni en çok etkileyen ayetlerden birisidir Abese Suresi! Mekke'de nazil olan bu surenin iniş sebebi ilginçtir. Mekke'nin ileri gelen zengin ve müşriklerini toplayan Peygamberimiz, hassas bir zamanda, onlara son bir umut İslam'ı anlatmaktadır. Tam bu esnada, Peygamberin sesini duyan, Abdullah Bin Mektum adında ki, gözleri görmeyen bir kişi Peygamberin yanına gelir ve kendisine de bir şeyler anlatmasını ister. Peygamber böyle hassas bir zamanda rahatsız edilmesi üzerine kızar ve yüzünü ekşitir!
Bu davranışı Allah tarafından hoş karşılanmayan Peygamber, Abese Suresi'nin ilk ayetlerinde sert bir şekilde uyarılır!
1. Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
2. Ne bilirsin, belki de O arınacak.
3. Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek
4. Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;
5. Sen, ona yöneliyorsun.
6. (İstemiyorsa) onun arınmasından sana ne!
8, 9, 10. Allah'a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp ona aldırmıyorsun.
Faiz ve sömürü sisteminin O günkü kan emici aktörlerinin, menfaat ve çıkar ilişkileri sebebiyle, faizin her türlüsünü ayakları altına alan, sömürünün her türlüsüne karşı olan İslam'ın bir noktada buluşması dahi düşünülemez. Bizlere, İslam öncesi dönemde, kızların diri diri toprağa gömüldüğü anlatılır da, bunun sebebi neden anlatılmaz, neden engellenir, neden gizlenir sorulmaz, sorgulanmaz!
Verilen faizler yüzünden borç batağına batan insanların ellerinden alınan kızlarını, kölelik ve fahişelik yaptırarak borcun tahsiline gitmelerini içlerine sindiremeyen aileler, bu zilleti yaşamaktansa, kızlarını diri diri gömmeyi tercih etmişlerdir!
Sömürü ve Faiz Sistemin kan emicileri tabi ki, menfaat ve çıkarlarına karşı gelen İslam'a dün olduğu gibi, bugünde düşman olacaklardır. Dünya'nın en eski mesleklerinden birisi olan Fahişelik, kadın üzerinden kazanılan günümüzün de en kârlı mesleklerinden birisidir. Kadına izzet ve şeref kazandıran İslam, tabi ki onların gözünde düşman olacaktır. Alnının teri kurumadan, işçinin çalışanın hakkının verilemesini isteyen bir sistem, tabi ki sermaye sahipleri tarafından benimsenmeyecektir. Kendilerinden birisi olan Hz. İsa'yı, sırf tefecilik yapıp, insanları sömürü düzeninin çarklarında inletenlere karşı geldiği için, çarmıha gerenlerin, bugünkü torunlarının işine, tabi ki İslam gelmeyecektir.
İşin acı tarafı ise, 150 yıldır bu topraklarda, Anadolu insanına, aynı Roma'daki, Mekke döneminde ki gibi muamele yapanlara karşı, Abese Suresi'nde ki, İlahi ikazı görmezden gelip, yüzünü Müslümanlara ekşitip, Müşriklerle iş tutan, onlar için ihale takipçiliği yapıp, hediyeleşen kanaat önderlerinin tutumudur.
Bu topraklar mümbittir. Ne ekersen yetişir. Vatansever de yetişir. Vatan Haini de! Tohuma bakmak lazım. Yoksa isminin önünde Savcı yazmış, Polis yazmış, Hoca yazmış, Hâkim yazmış, İş adamı yazmış, Siyasetçi yazmış önemli değil! Kime ve nereye hizmet ettiğine bakmanız, Vatana yapılan Hainliği görmeniz için yeterlidir!