Üsküdar'ın Tercihi...
Yine Marmaray'la başlayacağız ama konumuz o değil. Hizmete girdikten kısa bir süre sonra AK Parti'ye yakın bir arkadaşla sohbet ediyoruz. AK Parti'ye zinhar oy vermeyecek zihniyette bir arkadaşının Marmaray'a bindiğini ve çok beğendiğini söyledi. Sormuş arkadaşına: ''Şimdi oy verir misin?'' Cevap tereddütsüz. ''Hayır, vermem.''
Bu tavıra nankörlük sıfatı yakıştırmak son derece ağır olur. Aldığı hizmetten çok memnun olduğu halde yine de hizmeti getirenlere oy vermemek demokratik bir haktır. Demokratik aktörlerin de bunu bilmesi ve hesaba katması gerekir, herhalde katıyorlardır da.
Ancak ideolojik kaygılar, yukarıda örnek verdiğimiz arkadaştaki kadar siyasi tercihlere hâkim olursa alacağımız mesafe de ona göre olacaktır. Düşünün bir, hizmetin âlâsını alıyorsunuz, bunu takdir de ediyorsunuz ama oy vermiyorsunuz. İş başına başkaları geliyor, çok kötü yönetiyor. ''Benim idelojim sağolsun, boşver hizmeti'' deme hakkına da sahip miyiz acaba?
Biraz gerilere gidip hafıza tazeleyelim. Hem genç nüfusa sahibiz hem de biraz çabuk unutuyoruz. Üsküdar Belediyesi 1984'te kuruldu ve bugüne kadar bir kez (1989-94 arası) sol-sosyal demokrat çizgideki bir partiden seçilmiş belediye başkanı tarafından yönetildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde de o dönem aynı partiden belediye başkanı görev yapmıştı. İstanbul ve Üsküdar kâbus gibi bir beş yıl yaşadı. Çöp dağları ve akmayan sular o dönemin tatlı (!) anılarından sadece ikisidir. Üsküdar esnafı resmi bayram ve 10 Kasım günlerinde kuşluk vaktine doğru tepesinde ''kapat, kapat!'' diyen zabıta ekibini buluyordu.
Eğri oturup doğru konuşalım şimdi. Bırakın günlerce, haftalarca su akmamasını. Çöplerin yığılmasını. Suyumuzun kaç saat kesili kalmasına, çöplerimizin kaç gün toplanmamasına tahammül edebiliriz? Zabıta gelip ''bugün bayram, kapat dükkânı'' dese nasıl bir tepki veririz? Eskiden bu garabetler normal şeylerdi ama...
Bu seviyeye durup dururken gelmedik. Biz ''Herhalde ancak bu kadar yapılabiliyor. Su yoksa belediye ne yapsın? Sonra İstanbul kaç milyon kişi oldu? Bu kadar insanın çöpünü toplamak kolay mı?'' diye zavallı zavallı düşünürken birileri geldi ve hepsini halletti. ''Demokrasi, demokratik hak'' vs. diyoruz da; üst düzey demokrasi ülkelerinde halk ayaklanır ve eski yöneticilerine ''bizi nasıl bunca yıl kandırırsınız?'' diye acımasızca hesap sorar. Bizde olmuyor öyle şeyler şükürler (!) olsun. Yapanın yanına yaptığı kâr kalıyor.
Lafı uzatmayalım. Bir yerel seçim yaklaşıyor ve Üsküdarlılar olarak biz de yerel yöneticilerimizi seçeceğiz. Yerel seçimlerle genel seçimlerin tercih sebepleri farklılık arz edebilir. Genel seçimlerde oy verdiğiniz milletvekillerini hiç tanımıyor olabilirsiniz, ömrünüz boyunca görmeyebilirsiniz de. Fakat yerel yöneticiler öyle değildir. Başınız ağrısa onlara gidersiniz. Farklı ideolojilere mensup da olsanız onlar mahallenizin, semtinizin insanlarıdır. Lütfen yukarıda anlatmaya çalıştıklarım ışığında tercihinizi yapınız. Üsküdar'da kim ne yaptı ne yapmadı, şahıs ve parti ismi vermeme gerek yok.