Ülkemizde yerel idareciler 5 (yazıyla beş) yıllığına göreve seçilirler. Yani 60 (yazıyla altmış) aylık bir süre için. 30 Mart'tan bu yana üç (yazıyla üç) ay geçtiğine göre, o gün yapılan seçimlerde göreve gelen yöneticilerin 57 (yazıyla elli yedi) ayı kalmış demektir.
Yani zaman çok çabuk geçiyor. Bir bakmışsınız 2019 ilkbaharı gelmiş, ülke sandık başına gidiyor. Beş yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş gitmiş.
Bu tuhaf girizgâhı niye yaptık? Açıklayacağız efendim, biraz sabırlı olun ve önce yaklaşık 3 yıl evvel başımızdan geçen ibretamiz bir hadiseyi anlatmamıza izin verin. Sonunda büyük resim tamamlanacak, hiç merak etmeyin.
2011 Milletvekili Genel Seçimlerinden bir süre önce bizi partiden aradılar ve mahalle teşkilatının çalışmalarına davet ettiler. Biz de gittik. Orada konuşulan bir takım aksaklıklar vardı, biz de şahıs ve mahalle ismi zikretmeden uyarı mahiyetinde o aksaklıkları bu köşede dile getirdik. Takip eden günlerde bir akşam irtibat bürosuna uğrayalım dediydik. Bir de baktık, hazirunda suratlar beş karış. Meğer yazdık diye bize fena içerlemişler. İlçe Başkanı ya da başka yetkililer görürse çok kötü olabilirmiş, sıkıntı çıkarmış falan filan... Hâlbuki ne isim zikrettik ne de mahalle adı verdik. Sonunda oradan kibarca kovulduk. Uzun hikâye, kısa geçiyorum.
Gelelim tekrar bugüne. Belediye cenahından yerel medyanın misyonunu küçümseyen, dahası yok sayan yaklaşımlar kulağımıza geliyor. Sesler biraz bulanıktı, ancak ''yerel medya seçim kazandırmıyor ki'' cümlesini çok net duyduk. Duyduk ve hayretten ağzımız açık kaldı. Yerel medya bu kadar önemsizdi de ne diye üç sene önce en ufak bir kötü niyet taşımadan, sadece uyarı mahiyetinde yazdığımız bir yazı o kadar huzursuzluğa neden olmuştu peki? Geçen seçim sürecinde neden o seçim kazandırmayan gazeteler on biner on biner bastırılıp, gazete sahiplerine bile bırakılmadan tutulan adamlar vasıtasıyla dağıt(tır)ılmıştı?
Başka konuları bilmiyoruz, fakat Üsküdar Belediyesi'nde Hilmi Türkmen dönemi, yerel basınla ilişkilerde bir hayli sorunlu başladı. Teşbihte hata olmaz; nasıl ki Basın İlan Kurumu ülke çapında belli kriterler çerçevesinde yelpazenin her tarafındaki gazetelere ilan desteği veriyorsa, belediyeler de kendi sınırları dâhilinde faaliyet gösteren gazetelere yine belli kriterlerle destek vermeli.
Aslında ''kendi sınırları dâhilinde'' tabirini yanlış kullandık. Yaptığı haberler kendi lehine ya da aleyhine sonuçlar doğurabilecek yayın organlarını göz ardı edemez belediye. Üsküdar ilçesi, Pasifik'in ortalarında dünyadan izole şekilde yaşayan bir ada devleti değildir, bünyesinde Anadolu'nun pek çok yöresinden insanlar yaşamaktadır. Sayın Başkan Hilmi Türkmen de Anadolu kökenli bir Üsküdarlıdır. Birkaç gün evvel bunca yoğunluğun arasında bin küsur kilometre mesafedeki köyüne günü birlik cenazeye gitmiş gelmiştir. Normal olarak hemşehrilik ilişkilerini göz ardı edemez Sayın Türkmen.
Medyayla ilişki, insanlarla ilişki demektir. Medyayla ilişkileriniz nasılsa, insanlarla (yani seçmenlerle) ilişkileriniz de aynı öyle olur. Medya dediğiniz de yerelden başlar, konseptinize göre ulusala doğru uzanır. Nereye kadar gider bilinmez, ancak başlangıç noktası her zaman yereldir.
3 (yazıyla üç) ay göz açıp kapayıncaya kadar geçti, geriye 57 (yazıyla elli yedi) ay kaldı. O da aynı hızla geçer, sandıkları önümüzde buluveririz. Allah ömür verir de o günlere vasıl olursak, yerel medyanın seçim kazandırıp kaybettirme gücü olup olmadığını tecrübe ederek anlayabiliriz. Tabii tecrübelerimizi değerlendirebileceğimiz bir seçimde aday olabilirsek...