Bu yazımda size İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., masalların, efsanelerin, tarihi olayların kaynaklık ettiği, günlük konuşmalarımızda sıklıkla kullandığımız, dilimize zenginlik katan 100 deyimin, ilginç hikayeleri ile birlikte toplandığı bir kitaptan bahsetmek istiyorum. Bu kitapta bulunan deyimler gerçekten çok güzel ve bazıları ise Üsküdar ve çevresinde geçiyor. Sizlerle bu ay ''İstanbul'un 100 Deyimi'' kitabından üç deyim paylaşmak istiyorum...
Üsküdar'da sabah oldu
Üsküdar'da deniz kıyısındaki Valide Sultan ve Mihrimah Sultan camilerinin müezzinleri, karşı tarafta yaşayan padişaha seslerini duyurabilmek ve ondan ihsan alabilmek, belki saray müezzinliğine yükselebilmek ümidiyle sabah ezanlarını mutlaka Beşiktaş'taki cami müezzinlerinden önce okurlarmış. Bir şeyin zamanını geçirmek, geç kalmak anlamında bugün dahi kullanılmakta olan ''Üsküdar'da sabah oldu'' deyimi, vaktiyle aynı hat üzerinde olmalarına rağmen Üsküdar'ın Beşiktaş'tan önce okunan sabah ezanlarından kaynaklanmıştır.
Goygoyculuk yapmak
Vaktiyle Muharrem ayında ilahiler okuyarak kapı dolaşıp dilenen tarikat mensubu dilencilere goygoycu adı verilirdi. Bunlar, Muharrem ayından iki gün önce Üsküdar'daki tekkelerine giderek şeyhlerinin yanında toplanır ve buradan dörder beşer kişilik gruplar halinde semtlere dağılırlardı. Muharrem'in birinci gününden onuncu gününün akşamına kadar sokaklarda ilahiler okuyarak dolaşan goygoycular, gülbank çekerler ve durdukları kapının önünde ''Cenab-ı Hak evvel ab-ı kevserden sizlere de bizlere de kana kana içmeyi müyesser eylesin!'' diye dua ederlerdi. Ev sahibinin kendilerine verdiği zahireyi ise yine dualarla alır, Üsküdar'daki tekkeye getirirler; on günün sonunda toplanan erzak orada paylaşılırdı. Günümüzde bu deyim ''gevezelik, boşboğazlık yapmak'' anlamında kullanılmaktadır.
İnsan kuş misali
Üsküdar'da miskin (cüzzam) hastalığına tutulanların barındırıldığı ''Miskinler Tekkesi''nde, hastalığın en son safhasında olan ve neredeyse bütün dünya ile alakaları kesik bir halde yaşayan iki derbeder vardır. Bir koğuşun iki ayrı köşesinde yatan bu iki hasta, bir gün nasılsa yerlerini değiştirme kararı alırlar. Ancak bu karar alındıktan sonra her gün konuşup sözleştikleri halde bir türlü kalkıp yerlerini değiştirmeleri mümkün olmaz. Neredeyse bir sene uğraşarak büyük bir zahmetle yerlerini değiştirdikten sonra biri diğerine dönerek ''İnsan kuş misaliymiş... Geçen yıl neredeydik bu yıl neredeyiz?'' der.
Kaynak : İstanbul'un 100 Deyimi - İstanbul'un Yüzleri Serisi 67