Devrin Başbakanının ( RTE ) Muhafazakâr çizgisine yakın olan, ona destek veren ve adı Candaş medya kalemşorlarına çıkmışlar bile frene basmış, ''Dur hele kavganın galibi kim olacak, bir görelim!'' şeklinde pozisyon kollarken, birilerine göre bizim mahalleden sayılmayan bu iki isim, cansiperane, açıkça taraf olup, Hükümeti ve Başbakanı her platformda savunmuşlardır.
Geçtiğimiz haftalarda Twitter'da kim olduğu belli olmayan, bir kaç fenomen hesap üzerinden bu iki isme iftiralar atıldı. Güya bu iki isim, Ali Babacan'a, Rifat Hisarcıklıoğlu'na ve Star Medya GYY Mustafa Karaalioğlu'na sanal âlemde operasyon çekiyormuş. Altını oyup, itibarsızlaştırmaya çalışıyormuş! Bunu da, sosyal medya üzerinden birilerine yaptırıyorlarmış!
Bu Twitter fenomenleri öyle ustaymış ki, mahkeme kararı ile kapatılan hesapların DM lerine bile girip, Yiğit Bulut ve Cemil Ertem'in yazışmalarını deşifre edebiliyorlarmış!
Tamamen iftira olan bu haberler Yandaş medya yerine ne hikmetse, Candaş medyamıza ait haber sitelerinde, hem de isim vererek, doğruluğu da sorgulanmadan aynı gün içinde, bir yerlerden düğmeye basılmışçasına çıktı. Ve ertesi gün, Cemil hoca, Star dan kovuldu!
Yahu adama sorarlar ey M. Karaalioğlu! Kendi gazetende yıllarca yazan bu iki isme güvenmiyorsun da, adı üstünde sanal âlemde ve kim oldukları belli olmayan insanların sözlerine mi inanıyorsun? Bu nasıl bir paranoyadır?
Devrin Başbakanı, Şimdinin Cumhurbaşkanı bu mücadelesinden dolayı, Yiğit Bulut'u yanına danışman yapıp ödüllendirirken, kovulmadan bir gün önce Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cemil Ertem'in TV programına çıkıp, sorularını yanıtlarken, siz hangi akla hizmet ediyorsunuz?
Bir sözümde muhafazakâr camianın yazarlarına. Aynı Gezi ve 17/25 Aralık ta ki gibisiniz! Bir meslektaşınız iftiraya uğrayıp, işinden kovuluyor ve siz buna ses çıkarmayıp, üç maymunu oynuyorsunuz! Neden? Çünkü yılların hastalığı var içinizde. Nedir o? içimizden, bizden olmayan, dışarıdan gelene, görünürde samimi, aslında şüpheci ve kuşkucu yaklaşmak! Sahiplenmemek! Kabullenmemek! Bir ayrılıkta adam satmak için bahanenizin hazır olması,
''Zaten bizden değildi, içimize dışarıdan girdi!''
Buraya kadar olanlar için işin magazin kısmı veya anlaşılması için yazılmış sözler diyebilirsiniz. Belki de, ne var canım bunda bu kadar büyütülecek, aralarında bir anlaşmazlık yaşanmış, menfaat ilişkisi bitmiş te diye bilirsiniz. Tabi bu yazdıklarımı ve şimdi yazacaklarımı iyi bir Yiğit Bulut ve Cemil Ertem okuyucusu olmayanlar zaten anlamazlar, ama ben işin can alıcı yönüne değinmek istiyorum. Çünkü hayatta vuku bulan hadiselerin, hiçbir zaman topluma gösterildiği gibi olduğuna inanmam! Aynı Katil- Silah- Maktul ilişkisinde ki gibi. Ben katile değil, ona silahı tutturan ele bakarım.
Daha ortada Gezi olayları yokken ve Danışman olmadan önce, köprü ve oto yolların özelleştirilmesi ihalesini ülke menfaatine iptal ettiren isim Yiğit Bulut tur! Yazılarıyla Başbakanı etkilemiştir! Bu rahatsızlığın başlangıcıdır! Cemil Ertem ise son yazılarında, İGDAŞ'ın özelleştirmesinin sakıncalarını anlattı. Kısaca bazı kesimler tarafından, Jöleli, Yalaka, Dönek vb. sıfatlarla anılan bu iki isim, aslında, okunup takip edilmediği için iyi anlaşılamıyor. İşin aslı şudur.
Muhafazakâr kalemlerin, Doğan medya grubu yazarlarını, ''Kendi patronları ve KOÇ gibi grupların çıkarları doğrultusunda yazılar kaleme alıyorlar!'' iddialarını, bizlerde onlar için, ''Muhafazakar holdinglerin çıkarları için yazılar kaleme alıyorlar ve rakip gördüklerini, kendi içlerinden bile olsa tasfiye etmekte bir beis görmüyorlar'' diyebiliriz.
Hee ispatı mı? Yerim dar. Yiğit Bulut ve Cemil Ertem, iptal olan ve yapılacak bu ihaleler de kimlerin tavuğuna kış demiş, bir zahmet onu da siz araştırın! Bir de son 12 yılda ki maddi durumlarını. Mesela Cemil hocanın nesi var? Malum şahısların nesi var? Hangi mahalleden, nereye taşınmışlar falan filan...
Son sözüm sn. Cumhurbaşkanına; Paralelin, Koç un moçun ortalıkta olmadığı dönemlerde, boşluğu birileri doldurmak istiyor. Bunlarda size yakın isim ve gruplar. Ve bunlar hedefe giden yolda, namuslu ve dürüst insanları harcamakta bir beis görmüyorlar! Sizin yokluğunuzda, size rağmen, her şey sizin gözünüzün önünde ve muhafazakâr kimlikle yapılıyor! Hani siyaseten, MİT müsteşarına operasyon yapılmasını, kendinize yapılmış kabul etmiştiniz. Sizce bu operasyonların hedefi kim acaba?
Sorsanız hepsi REİS çi! At yalanı öpeyim inananı!!!
