Ziya Süzen benden önce gelmişti meydana. Basına ayrılan bölümün girişinde buluştuk. Ziya'ya, ''Hadi girelim'' dedim. Ziya, ''Abi, akredite etmemişler bizi giremeyiz!'' dedi. Tam o sırada genç bir kardeşimiz geldi. Cumhurbaşkanlığına bağlı koruma ekibi ona da müsaade etmedi. Genç, ''Ben AK Parti gençlik kollarındanım'' dedi. Polis, ''Bu Cumhurbaşkanlığı etkinliği, akreditasyonu olmayan giremez!'' dedi.
Allah var, Üsküdar Belediyesi'ne ve Hilmi Başkana kızdım. Yahu Üsküdar'ın yerel basını nasıl Akredite edilmez, nasıl unutulur diye içimden geçirdim. Tören sona erdi. Muhtarımız Can ağabeyi gördüm. Aracıyla birlikte ayrıldık. Can abi kızgındı. Hayırdır dedim. ''Yahu gecenin 3'üne kadar alanı hazırladık, sabah kalktık geldik, Korumalar girmeme engel oldu! Ufak bir tartışmanın ardından girdim'' dedi. İçimde ki Hilmi Bey'e olan kızgınlık daha da arttı.
Daha sonra açılışı yapılan tesislerden birisi olan ve Muhtarımızın bölgesinde bulunan ''Mehmet Çakır Kültür ve Spor Merkezi''ni ziyaret ettik. Çengelköy başta olmak üzere Üsküdar müthiş bir tesis kazanmış. Olimpik Havuzları, Açık/Kapalı kafeteryaları, bin kişilik Toplantı ve Düğün salonu, Spor salonları vd. Fevkaladenin fevkinde!
Orada da bizim İMES'ten büyüğümüz, Meclis üyesi Ahmet Tokkan ağabeyi gördüm. Laf döndü dolaştı Protokolde yaşananlara geldi. Onu almadılar, bunu almadılar... İçimden, ''Ulan bu ne saygısızlık!'' dedim. ''Üsküdar'ın İstanbul'un siyasetine yön veren insanlar, seçilmiş insanlar ve sivil toplum temsilcileri nasıl unutulur!'' diye çıldırdım.
Yarın ilk işim, ''Hilmi bey başta olmak üzere, Üsküdar Belediyesi'nin protokol işlerinden sorumlu kim varsa yukarıdan aşağıya sıvamak olacak'' dedim. Böyle bir skandal affedilemezdi.
İşin aslını ve sorumlusunu öğrenmek için belediye'den bir yetkiliyi aradım. Meğer ne Hilmi Başkanın, ne Üsküdar Belediyesi'nin, ne de AK Parti Üsküdar ilçe'nin bu skandalda bir dahli varmış!
Skandalın tek sorumlusu, Cumhurbaşkanlığı Protokol sorumlularıymış!
Yahu kardeşim, Evet, Sayın Cumhurbaşkanı törene katılıyor ama bu bir Üsküdar organizasyonu. Açılışı yapılan tesislerde emeği olan eski ve yeni siyasiler, seçilmiş insanlar, sivil toplum önderleri nasıl protokole alınmaz?
Sen Ankara'dan gelip, Üsküdar'ı ne bileceksin? Bir uygulama yapacaksan, çağırırsın Belediye Başkanını, İlçe Başkanını, ''Efendim bize isimleri verin bir sıkıntı yaşamayalım!'' dersin. Bu şuna benziyor. Ben evimde mevlit okutuyorum, Caminin İmamı evime gelip, öyle yapamazsın böyle yapamazsın diye bana karışıyor!
Sizin, seçilmiş Belediye Başkanını ve AK Parti ilçe Başkanını seçmenlerin ve toplumun önüne yem olarak atmaya hakkınız var mı? Siz 1 saat geldiniz ve gittiniz. Belki böyle toplu açılış töreni Üsküdar'da bir daha gerçekleşmeyecek. Sizin, insanları böyle bir günde madara etmeye ne hakkınız var? İnsanların sevincini ve mutluluğunu kursaklarında bırakmak kimin haddine?
Bu bir rezalettir! Bu bir terbiyesizliktir! Bu bir saygısızlıktır! Seçim arifesinde canla başla çalışan insanları incitmektir, şevkini kırmaktır! Dağdan gelip, Bağcıyı kovmaktır!
Şayet bu işte bir ''KASIT'' yoksa Üsküdar siyasetinin önde gelenleri bunun hesabını, Cumhurbaşkanlığı Protokol sorumlularından sormazlarsa Yazıklar Olsun!
Not : ''KASIT'' tan kastım, Üsküdar 1 Numarandan çizik yemediyse! Siyasetin kendine özgü silme tavırlarından biri değilse! Cezalandırma değilse!
