Dünyanın en ilginç, en farklı milleti olduğumuz herhalde tartışılmaz. Öyle acayip bir milletiz ki hepimiz birbirimizi eleştiriyoruz, her eleştiren doğru noktalardan eleştiriyor ama hiç kimsenin bir diğerinden de zerre farkı yok.
Malum ülkemizde birlik namına pek de bir şey yok. Sağcısı kendi içinde cemaatçisi, tarikatçisi, muhafazakarı, mutaassıbı diye on yüz bin milyon gruba ayrılıyor ve hiç biri bir diğerini sevmiyor. Solcusu TGB, sol, ulusal, laik, Atatürkçü, çağdaş diye on yüz bin milyon gruba ayrılıyor; evet bunlar da birbirini sevmiyor. Fakat ortaya bir konu atarsanız hemen saflar sıklaşıyor ve solcusu, sağcısı hemen birbirlerine giydirmeye başlıyorlar.
Yeni konumuzda tabii ki Osmangazi Köprüsü..
Osmangazi Köprüsü, Sağcılar tarafından yapılan bir proje olduğu için topa tutmak da solculara düşüyor. Yazının başında da bahsettiğim gibi eleştirenlerin doğru noktaları var.
"Yol yapmış bir devlet kuruluşu uzaya roket göndermişçesine alkışa tutulur, her ortamda övülür. Otoyol yaptı diye Merkel'i öven Alman, kaldırım taşlarını yeniledi diye Obama öven Amerikalı görmedi henüz bu gözler." diyor karşı mahalleli bizim mahalleye bakarak.
Adamlar haklı beyler. Bakkaldan ekmek aldığınızda nasıl bakkalı alkışlamıyorsanız bir devlet yol, köprü yaptı diye devlet başkanını da alkışlamamalıyız. Zira bakkalın görevi ekmek vermek, devletin görevi yol yapmak.
Hoş burada halkı da anlamak lazım. Bu ülke (derin geçmişi saymazsak) 93 yaşında ve RTE iktidara gelene kadar (2003) 80 yıl boyunca ilk 10 yılda yaptıkları demirağlarla övünmenin dışında gelen devlet adamları memlekete çivi çakmadılar. Köprü, yol, havaalanı bu milletin o zaman da ihtiyacıydı, haliyle işini yapan devlet adamına alışık olmayan bu millet, işini yapan devlet adamını memnuniyetle karşılayıp alkışlıyor.
Fakat bu durumu eleştirenler eleştirinin dozunu öyle kaçırıyorlar ki, ortadan iyi niyet kayboluyor ve kendilerini gülünç duruma düşürüyorlar.
Bugün Hürriyet Gazetesinden sol kesimin hangi grubuna dahil olduğunu bilmediğim bir yazar (Uğur Gürses) gündemine Osmangazi Köprüsünü almış. (http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ugur-gurses_526/kopruden-gecmeyenin-de-odedigi-fatura_40132375)
Yazıda özetle, "Köprüden geçiş pahalı, insanlar köprüyü kullanmayacak ve devlet de YAP-İŞLET-DEVRET modeli ile yaptırdığımız köprüyü inşa eden firmaya ek ücret ödeyecek." diyor. Bunu da bir matematik hesabıyla açıklıyor.
Matematik hesabına geçmeden önce söyleyeceğim 2 çift lafım var.
Sol kesim nasıl işini yapan devlet adamını alkışlama konusunda haklı ise, bir o kadar işini yapan devleti aşağılama, kötüleme, projelere karşı çıkma konusunda da haksız.
Evet "Otoyol yaptı diye Merkel'i öven Alman, kaldırım taşlarını yeniledi diye Obama öven Amerikalı görmedi henüz bu gözler." fakat köprü yaptı diye Obamayı kötüleyen, köprüyü kullanmamayı salık veren bir Amerikalı olmadığı gibi; Frankfurt'a havaalanı yapılıyor diye Berlin'de ağaçları bahane edip şehri yakan, yıkan, Alman polislerine saldıran ve projeyi engellemeye çalışan bir Alman da bulamazsınız.
Gelelim matematik hesabına...
Köprü 6.2 Milyara mal oldu. Anlaşma gereği 16 yıl yapan firma işletecek. Bu da köprü devlete maliyetsiz oldu anlamına geliyor. Buradaki ince husus 40 bin. 40 bin aracın altında geçilen günlerin farkını devlet üstlenici firmaya ödeyecek. Boğaz Köprüsü'nden günde 416 bin araç geçtiğini düşününce bu rakam gayet makul bir rakam.
Fakat bu arkadaş köprünün YAP-İŞLET-DEVRET ile yapılmasından, devlet bütçesine herhangi bir yükünün olmamasından bahsetmiyor da 16 yıl boyunca köprüden hiç araç geçmezse devlete 12.7 milyar dolar zarar ettirecek diyor.
Bu deli saçması fikrin ardından esas amacını ifşa ediyor: Köprü pahalı, siz köprüyü kullanmayın, 60tl kar edin.
Az önce dediğim gibi işin en acı tarafı da bu hesabın yalan yanlış yapılması.
Uğur Gürses'in hesabı:
İstanbul izmir arası: 377km
Otoyol ücreti: 64,5 TL
Köprü ücreti 88,75 TL
Yakıt Masrafı : 167 TL (377km'yi 167 TL ye giden araca biniyor, 30 TL hesabının peşinde)
Toplam 3 saatte 320 TL ye İzmirdesiniz.
Bunun yerinde diyor arkadaş,
İstanbul-bandırma feribotu: 151 TL
Bandırmadan ücretsiz duble yoldan gidin. Yol ücreti:0 TL
Bandırma izmir yakıt ücreti: 107 TL
Toplam 6 saatte 258 TL ye izmirdesiniz.
Sonuna da eklemiş.
"Köprüden geçsek de, başka bir güzergahı kullansak da bu para cebimizden çıkacak"
Sevgili karşı mahallenin hangi grubunda olduğunu bilmediğim yazar,
Senin hesabınla, bir vatandaş köprüden geçip ücretsiz yoldan devam etse zaten daha ucuza ve 3 saat daha kısa sürede İzmir'e gidiyor.
Neyin davasını güdüyorsun?
Ülkede eleştirilecek bir çok konu varken neden tutup da en başarılı noktaları eleştiriyorsun?
Köprüden geçilmesini engellemeye çalışmandaki esas sebep nedir?
Senin kullanın dediğin duble yolları kim yaptı? Madem körü körüne muhalefet edeceksiniz, onu da kullanmayın; patika yollardan alalım sizi İzmir'e... Tıpkı 2002 de gittiğiniz gibi 3 saatlik yolu 12 saatte gidin.
Neyse toparlayacak olursak...
..
..
..
Neyini toparlayacaksak?
Not: Yazıyı yazmadan önce ince hesap yapmayı planlıyordum ama ona bile gerek kalmadı.
