YAZ ve SU
Tarihler haziranı gösterdi. Yükselen güneş ile üzerimizdeki hırkalar, montlar teker teker çıkmaya başladı. Peki yazın kıyafetler üzerindeki etkisi bu, vücudumuzda ne gibi değişiklikler oluyor yaz aylarında? Yaz aylarında kalp debisinde düşme, doku ve organlarda oksijenlenmede azalma, kalp atım sayısı ve kan basıncındaki artış yazın etkileri ile vücutta görülen durumlardır. Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmaktadır, artan sıcaklarla birlikte de vücutta terlemeler görülür. Ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Çünkü metabolizma sürekli olarak çalışan bir mekanizmadır. Bu mekanizmanın da en önemli ögesi sudur. Bir yetişkin vücudunun yaklaşık olarak %59'u sudan oluşmaktadır. Ve su vücutta üretilemeyen bir besin grubudur. Bu yüzden su, herkesin düzenli olarak tüketmesi gereken bir besin grubudur. Suyun vücutta neler yaptığına gelecek olursak;
- Öncelikle vücuttaki su dengesi metabolizmanın doğru ve düzgün çalışmasını sağlıyor.
- Kan akış hızını ve kanın akışkanlığını ayarlıyor.
- Vücut sıcaklığı dengesi yine su ile sağlanmaktadır. Kışın vücut ısınının yükselmesi, yazın vücut ısınının düşmesi hep suyun gerçekleştirdiği ısı dengesi ile gerçekleşmektedir.
- Böbreklerin başta olmak üzere diğer bütün organların işlevlerini düzgün yapması yine vücuttaki su miktarı ile ilişkilidir.
- Vücuttaki tüm taşıma ve dolaşım olaylarında su görev alır. Dokulara, hücrelere yeterli oksijenin taşınması su yolu ile gerçekleşmektedir.
- Sindirim olayları esnasında yine su olmazsa olmazdır. Sindirim, emilim işlemleri hem suya ihtiyaç duyularak gerçekleşmektedir.
- Boşaltım sisteminde su yine önemini taşımaktadır. Eğer yeterince su içilmezse bağırsaklardan su çekileceği için kabızlık sıkıntısı ortaya çıkabilmektedir.
- Yeterli su içilmediği taktirde vücut kendi içindeki suyu korumaya almakta ve vücutta özellikle el ve ayaklarda ödem görülmektedir.
- Su aynı zamanda endorfin hormonunu bloke etme özelliğinden dolayı çok üzüldüğümüz veya sinirlendiğimizdeki bir şeyler yeme isteğini bastırmada kullanılabilecek bir iştahı baskılama yöntemidir.
Kısacası su, vücudumuzun çalışması ve yaşamımızı devam ettirebilmemiz için gerekli bir besin grubudur. Vücutta biriken toksinleri atmak, vücudun ısı dengesini sağlamak için idrarla 1500ml, deri yoluyla terleyerek 500ml, dışkı ve solunum ile 300'er ml (toplamda yaklaşık 2,5 lt) su kaybedilmektedir. Kaybedilen suyu sürekli olarak yerine koymak gerekmektedir. Günlük su ihtiyacı kişiye göre değişiklik göstermektedir ancak yetişkin bir bireyde en az 1,5 litre su tüketimi gerekmektedir. Su tüketimini düzenli olarak hayatımıza yerleştirmek için su içme alışkanlığı kazanmak gerekir. Susamak vücudumuzun suyunun azaldığı zaman vücudun bize verdiği sinyaldir. Bu sebeple su içmek için susamayı beklemememiz gerekir. Su içme alışkanlığını kazanmak için;
- Sürekli olarak yanımızda, masamızda, çantamızda kısaca gözümüzün gördüğü biryerde su bulundurmak su içmeyi hatırlamakta yardımcı olacaktır.
- Her lavaboyu ziyaretimizin ardından su içmek kaybedilen suyu hemen yerine koymamızda yardımcı olabilir.
- Her yemekten yarım saat önce su içmeyi adet edinmek, su içerken bir yandan da daha az yemek yememize destek olacaktır.
- Çay ve kahve diüretik özelliklerinden dolayı vücuttan su atma özelliğine sahip olan içeceklerdir. Bu içecekleri tüketirken yanlarında bir bardak su içmek çay e kahve ile su kaybı yaşamamızın önüne geçecektir.
- Seçtiğimiz besin gruplarına göre besin yoluyla da yine vücudumuza su almaktayız. Örneğin sebze ve meyvelerin %85'i, süt ve ayranın %90'ı sudur.
- Sabah uyanır uyanmaz ve gece uyandığımızda tüketmek için baş ucumuzda su bulundurmak gün içerisindeki su içmemize destek olacaktır.
- Egzersiz esnasında egzersize engel olmayacak miktarda su içmek hem ter ile kaybettiğimizi yerine koyacak hem de egzersiz performansımızı arttıracaktır.
- Sıcak havalarda özellikle su tüketimini arttırmak gerekmektedir.